Profil Resmi

BİR İNSANIN APTAL OLDUĞUNU NASIL ANLARIZ?

Günlük hayatta belki en çok işimize yarayacak olan bilgilerden biri bu.

Aptal insanların birçok ayırt edici özelliği var. Ama ben önce en belirgin olanlardan başlamak istiyorum. Yani direkt olarak nokta atışı “Hah, işte bu kesinlikle aptal! Şu an %100 bir aptalla muhatap oluyorum” diyebileceğiniz özelliklerle başlayalım.

Aptallarda öz farkındalık sistemi çalışmaz. Çoğumuzun aşina olduğu bilgilerden biri bu: Hiçbir aptal, kendisinin aptal olduğunun farkında değildir. Girdiği her ortamda en akıllının kendisi olduğunu, diğer herkesin kendisinden daha yetersiz, daha bilgisiz olduğunu zanneder. Davranışlarından anlarsınız böyle hissettiğini zaten. Kendi fikirlerinin kutsal olduğuna inanırlar. Kendi fikirleri dışındaki her şeye “saçma” demeyi çok severler. Asla şaşırmazlar veya fikirlerini değiştirmezler. Yeni bilgiye kapalıdırlar. Gerçek bir aptalın şaşırdığını pek göremezsiniz mesela. “Aaa, bunu yanlış biliyormuşum,” veya “Hmm, hiç böyle düşünmemiştim,” gibi şeyler duyamazsınız. Sizinle konuşmadan önceki duygu ve düşünceleri neyse, sizinle konuştuktan sonra da tıpatıp aynıdır. Hiçbir şey değişmemiştir onlar için. Bu aptallıklarını “kendinden emin bir duruşları” olmasına bağlarlar, kendileriyle gurur duyarlar.

Aptal insanların başka bir özelliği de eleştirmeyi çok ama çok seviyor olmalarıdır. Yani sadece yeni fikirlere ve yeni bakış açılarına kapalı olmaları yetmezmiş gibi, sizin de onlara benzemeniz için psikolojik suikast girişimlerinde bulunurlar. “Bence şöyle yapmalısın”, “Aaaa bu çok yanlış ama bak, bence bundan vazgeçmelisin!” gibi şeyleri çok duyarsınız bunlardan. Aptalların en çekilmez versiyonlarından biri de “hayatında en az bir defa psikoloğa gitmiş” olanlardır. Anlattığınız her hikayeden yola çıkıp, sizin hakkınızda psikanaliz yapmaya çalışırlar. “Bak sende şey var, duygu durum bozukluğu”, “öfke kontrolü konusunda problemlerin var,” falan gibi sanrı sıçarlar. Durup dururken üstelik. Yani onlara yönelik bir şey söylemediğiniz halde, tırnak içinde “sırf sizi çok sevdikleri ve sizin iyiliğinizi düşündükleri için” dayanağı olmayan saçma sapan yönlendirmeler yaparlar.

Yahu zaten şu iyi niyetle yardımcı olmak denen saçmalığa da bir açıklık getirelim bence. Yani biri sizden psikolojik destek talep etmiyorsa, “hadi beni analiz et, senin tavsiyelerine ihtiyacım var” demiyorsa ona tavsiyede bulunamazsınız. Yani karşı taraf talep etmeden tavsiyede bulunmak şu hayattaki en net aptallık göstergelerinden biri bence.

Aptalların bir başka özelliği de gürültücü olmaları. Evet, gürültü yapmayı pek sever bunlar. Kapıları çarparak kapatır, sandalyeleri sürterek çeker, eşyalarını masaya fırlatarak koyarlar. Gürültülü bir şekilde kahkaha atmaları da vardır. Schopenhauer’a göre bir insanın tahammül edebileceği gürültü miktarı ile zihinsel kapasitesi ters orantılıymış. Ona bu konuda katılmamak mümkün değil. Gürültücü insanların beyinsiz oldukları yönünde bilimsel dayanaklar da var bu arada. Issız beyinlerindeki uçsuz bucaksız boşluğu gürültü ile doldurmaya çalışan aptal insanlar için sessizlik ve yalnızlık, adeta cehennem azabıdır.

Gürültü çıkarmak, açık ve seçik bir aptallık göstergesi. Bundan eminiz. Bunların çeşit çeşit versiyonları var. Yani burada sadece eğitim seviyesi düşük, taşralı insanlardan bahsetmiyorum; beyaz yakalı aptallar da var. Dışarıda falan çok görürsünüz onları. Akşam iş çıkışı otobüste, metroda sıkış tepiş bir halde eve dönmeye çalışırken bunların boktan püsürükten ofis hikayelerini dinliyoruz. Ofiste şöyle olmuş da, bilmem kime şöyle demiş de. Bağıra bağıra anlatıyor kulağımızın dibinde. Yahu bize ne senin uyduruk iş hayatındaki saçma sapan çalkantılardan? Şimdi yasak da olmayınca bir şey yapamıyorsun. Zaten uyarsan da anlamıyorlar. Bence aptal bir insan aptal olduğunu anlayamadığı gibi, bağırarak konuştuğunu da anlayamıyor olabilir.

Kadın olsun, erkek olsun; aptallığın birleştirici bir gücü var. Cinsiyet, dil, din, ırk, mezhep, siyasi görüş fark etmiyor. Dünyada aptal olmak kadar özgürlükçü bir eylem yok bence. Aslında bazen düşünüyorum: Aptal olmak devrimci bir hareket mi acaba? Yani bunlar aklı başında insanlardan habersiz aralarında gizlice örgütlenip “Bugün normal insanları delirtmek için ne yaptık?” gibi, veya “Yeni aptallıklar var mı? Nasıl daha aptal olabiliriz?” gibi konularda toplantılar falan yapıyor olabilirler mi acaba?

Gürültü yapan beyinsizlerden bahsetmişken… Bir de apartman beyinsizleri var. Ağzıyla gürültü yapmasa başka tarafıyla gürültü yapıyorlar. İlla gürültü yapacaklar. Bütün gün kapı çarpma sesleri, bir de hiç bitmeyen tadilatları var bunların. Sanki yaşamları çok önemliymiş gibi yaşam alanlarını güzelleştirecekler. Keşke evleri yerine beyinlerine tadilat yapsalar. Kendilerini adeta gürültü ile ifade ediyorlar. Hatta bu, var olduklarını anlamaları için geliştirdikleri hayvani bir içgüdü olabilir. Ve dikkat ederseniz bu tipleri ne kadar uyarırsanız uyarın, ne kadar şikayet ederseniz edin, beyinsiz oldukları için 3 gün sonra aynı şekilde devam ediyorlar gürültü çıkarmaya. O yüzden kendi kendilerine ölmelerini beklemekten başka çare kalmıyor. Gerçi aptal insanlara da pek hiçbir şey olmuyor, bu hayatta gözlemlediğim şeylerden biridir bu. Aptal insanlar, hayatta zorluklar karşısındaki şans skalasında hep en tepede olanlardır. Yani aptal bir insanın hayatta kalması için şansa çok fazla ihtiyacı olduğundan dolayı hayat, şansı her zaman aptallara bahşeder. Büyük başın büyük derdi olur, lafını aptal olmayanlar için söylemişler. Küçük başın küçük derdi olur, dememişler mesela. Neden aptallara yönelik bir laf söylesinler ki? Nasılsa anlamayacaklar. Zaten aptallara yönelik atasözlerinde de dolaylı bir anlatım vardır hep. Hani aptal kişi sana söylüyorum, akıllı kişi sen anla, gibi.

Bir de son birkaç yıldır “çok olumlu düşünürsem güzel şeyler yaşarım,” gibi bir inanç yayılmaya başladı. Yani bir kere bunun Instagram gibi bedava hizmet sunan bir platformda yayılması epey manidar. Sen çevrendeki insanlara saygı duymayacaksın, insanları sinir edeceksin, gürültü yapacaksın, yeni bilgiye kapalı olacaksın, sevdiğini söylediğin insanlarla eleştiri yoluyla iletişim kuracaksın ve bunca kötülüğe rağmen olumlu düşündüğünü söyleyip kendini rahatlatarak para, mutluluk ve sağlık kazanacaksın. Şimdi bu arada… Doğrusunu söylemek gerekirse, gerçekten kazanıyorlar. Ama olumlu düşündükleri için değil, kendi zihinsel yetenekleriyle hayatta kalma becerileri düşük olduğu için kazanıyorlar. Eğer bir aptal değilseniz, maalesef kendi aklınızla hayatta kalmak durumundasınız. Zira evrendeki tüm fizik kanunları, sadece aklı başında insanlar için çalışıyor. Aklı mantığı olan her insan için hayat gayet düz ve mantık çerçevesinde ilerler. Fakat mucize denen şey, sadece aptallar için devreye girer. Hayattaki zorluklar ve engeller, genellikle güçlü ve akıllı insanları bulur; güçsüzler ve aptallar için hayat, en kolay seviyede oyun oynamak gibidir. Aptallar ateşin içinden geçse de asla tutuşmaz, fakat aptal değilsen ateşin yanından geçerken bile cayır cayır yanabilirsin. Çünkü senin ölmemek için akıllı olman gerekirken, onun ölmemek için mucizelere ihtiyacı vardır. Yani insanlar hak ettikleri şeyi değil, ihtiyaç duydukları şeyi yaşarlar. Bilmiyorsanız benden duyun istedim.

Aptal insanları, günlük hayatta sıkça kullandıkları sözlerden de ayırt edebilirsiniz. Mesela “Kime göre, neye göre?” demeyi çok sever bunların bazıları. Kime göre, neye göre? Bunu ikide bir söyleyen biriyle karşılaştıysanız, onun kör kütük bir aptal olduğundan emin olabilirsiniz. Başka neler var? Mesela kendi siyasi görüşüyle veya tuttuğu takımla övünen, bunların yegâne doğrular olduğunu zannederek farklı olanları küçümseyen insanlar genellikle aptaldır. İnsanları memleketleri, etnik kökenleri üzerinden “iyi insan - kötü insan” diye ayıranlarsa genellikle değil, kesinlikle aptaldır.

Örnekleri daha spesifik alanlarda iyice çoğaltabiliriz. Mesela sosyal medyada insanları sinsice takipten çıkaranlar var. Sinsice diyorum, çünkü bunu yaparken karşı tarafı da kendi takipçi listesinden silmiyor bu manyaklar. Ne düşünüyorlar acaba bunu yaparken? Ben takipten çıkayım ama o beni takip etmeye devam etsin. Hayır, yani ben senin hayranın değilsem, neden seni takip etmeye devam edeyim ki? Buradan söylüyorum, alınmaca gücenmece yok; eğer bunu siz de yapıyorsanız, aptalsınız.

Başka neler var?

Biri size sadece kendisini ilgilendiren bir şey anlattığında, size bu tecrübesi hakkında fikrinizi sormamasına rağmen o kişiye “Bence yanlış düşünüyorsun,” diyerek öğüt vermeye kalkıyorsanız, üzgünüm, aptalsınız.

Biri size hislerinden bahsettiğinde, onun hislerine saygı duymak yerine iyi niyetle dahi olsa “Böyle hissetmene gerek yok, abartıyorsun, şu an saçmalıyorsun,” gibi tepkiler veriyorsanız, aptalsınız.

Biri size açık ve seçik bir kötülük etmemiş olmasına rağmen, sırf hayata bakış açısı ve düşüncelerini beğenmediğiniz için onunla “alaycı” bir tonda yayvan yayvan konuşuyorsanız, zil zurna aptalsınız.

Tartışma sırasında sadece kendi duygularınızdan bahsediyorsanız, karşı tarafın hislerini yok sayarak sadece kendi duygularınız üzerinden ilerleyip karşı tarafı haksız çıkarmaya çalışıyorsanız, aptalsınız. Hele ki bu haksız çıkarmaya çalıştığınız kişi, sevdiğiniz bir kişiyse, üst düzey bir aptalsınız.

İnsanlara fikirleri üzerinden acıma duygusu besliyorsanız, aptalsınız.

Farklı dünyaların renk cümbüşünden keyif almıyorsanız, size benzemeyenleri içten içe küçümseyerek onlara üstten bakıyorsanız, aptalsınız.

Ve en önemlisi:

Kendi kişisel tercihlerinizin evrendeki tek mutluluk kaynağı olduğunu zannederek, sizin gibi yaşamayı tercih etmeyen herkesin mutsuz ve aptal olduğuna inanıyorsanız, aptalsınız.

Daha geniş bir çerçeveden bakarsak saygısızlık, apaçık bir aptallık belirtisidir. Saygısızlık sadece özel alan ihlali demek değildir. Size hak ettiğiniz değeri vermeyen insan da aptaldır. Mantıksızdır çünkü. Duygulardan bağımsız, yüzde yüz menfaatçi bir yaklaşımla ele aldığımızda dahi şunu diyebiliriz: Akıllı kişi, çevresindekilere hak ettiğini verebilen kişidir. Hak ettiği sevgiyi, hak ettiği emeği veya hak ettiği ücreti vermek yerine “karşı tarafı idare edecek kadarını” verip kalanı kendine saklayan biri, tam olarak aptalca bir strateji üzerindedir. Zira duygusal ilişki olsun, iş ilişkisi olsun, her türlü insan ilişkisinde denge önemlidir. Alınan verilen dengesini korumak, o ilişkinin maksimum verimlilik ve maksimum sürdürülebilirlik kazanması için gereklidir. Aptalların en yaygın özelliklerinden biri, kendisine zarar verenlere daha fazla emek veya daha fazla para vermeleridir. İşini doğru yapanın değil, dedikoduyla ve türlü oyunlarla günü geçirenlerin daha başarılı olduğu; dürüstçe seven ve gönülden emek verenlerin değil, dolambaçlı yollarla ve süslü laflarla göz boyayanların daha fazla sevilip sayıldığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu yüzden bu coğrafyada iş dünyası da aşk dünyası da sağlıksız ve dengesizdir.

Aptallarda bu bahsettiğim şeylerin hepsi bir arada değildir. Kimisi eleştirmeyi sever, kimi gürültü çıkarmayı, kimisi ona buna alınganlık gösterip ilgi dilenciliği yapmayı sever. Çoğu kötü niyetlidir, zira kötülük yapma isteği de net bir aptallık göstergesidir. Psikopatların üstün zekalı insanlar olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ama zeka ile aptallık arasında net bir korelasyon yok maalesef. Bu sizi yanıltır. Kıvrak zekalı sahtekarlara, içten pazarlıklı narsistlere, melankolik takılan yalancılara ve şefkat maskesi giyen iyi niyet faşistlerine aldanıp onlara hak etmedikleri saygıyı vermek yerine kimlere iyi ve akıllı, kimlere kötü ve aptal dediğinizi tekrar gözden geçirin lütfen. Klasifikasyonu doğru yaptığınızdan emin olun. İyi kalpli aptallar ve kötü kalpli dâhilerden kimseye hayır gelmez, bunu bilin. Çevrenizde hem akıllı hem de iyi kalpli olanları bulun ve köşeye ayırın. Geriye sadece aptallar kalacaktır. Evet, artık sizin için kimlerin zararlı insanlar olduğunu biliyorsunuz. Onları hayatınızdan çıkarabilirsiniz.